Kaybolunca Nereye Gideriz?

Kaybolunca Nereye Gideriz? adlı kitap, “kaybolmak” kavramını yalnızca insanlar için değil; güneş, bulut, su, kar, ses, kum, hatta çoraplar gibi gündelik nesneler için de kullanmaktadır. Yazar, dünyadaki her şeyin bir döngü içinde kaybolduğunu, dönüştüğünü ve yeniden ortaya çıktığını vurgulamakta; kaybolmanın aslında yok olmak değil, biçim değiştirmek olduğunu anlatmaktadır. Bu bakış açısı, çocuklara ölüm olgusunu korkutucu bir son olarak değil, doğanın parçası olan bir dönüşüm olarak göstermeyi amaçlamaktadır. Kitapta ölüm, “hiçlik” ya da “yok oluş” olarak değil, varlığın başka bir hâle geçişi şeklinde ele alınmaktadır. Bu yaklaşım, temel inanç esaslarımızdaki “ölüm bir son değil, başka bir âleme geçiştir” anlayışıyla doğrudan çelişmemektedir; ancak anlatı, konuyu doğa döngüsü üzerinden yorumladığı için bu inanç çerçevesini birebir yansıtmamaktadır. Bu nedenle, kitap özellikle çocuklarla birlikte okunduğunda, ölüm kavramının temel inanç esaslarımızda nasıl yer aldığı üzerine sohbet edilmesi faydalı olacaktır. Böylece çocuk, hem metnin sunduğu doğa merkezli bakış açısını hem de kendi inanç sistemi içindeki anlam çerçevesini birlikte değerlendirme fırsatı bulabilir.